DÖRTDİVAN'IN  TARİHİ VE KÖYLERİ
Ana Sayfa   |   Tanıtım   |   Resimler   |   Köroğlu  |   Tarihçe   |   Haberler   |   Diğer   |   Köylerimiz   |   Defter
TARİHİ    İlçemizin tarihçesi çok eskilere dayanmakta olup, 1074-1076 yillarinda Dortdivan, Oğuzların kayi boyu ile iskan edilmistir. Oguzlar yerlestikleri bu yerlere orta asyadaki anayurtlarindaki kabile ve yer isimlerini vermislerdir.

     "Adakinik, Duver, Bunus,Adakoy, Dulger, Gobuler, Hacetler, Kuruca ve Ortakoy vb."

      Selcuklu Sultani Meliksah, 1077 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Beyi gorev verdiginde; Kutalmis oglu suleyman bey kizil irmak ile istanbul bogazi arasindaki topraklara bir milyon turk (yuzbin cadir) yerlestirmistir.

      Anadolu Selçuklu Devletini kurulduktan sonra Gerede, Dörtdivan havalisi, Anadolu Selçuklularının himayesinde bulunuyordu. 1197'de I. Alaaddin Keykubat zamanında Dörtdivan'ın kurulduğu tahmin edilmektedir.

       1692 1812 tarihleri arasında Bolu Voyvodalığına bağlı bir Subaşılık iken 1812 1864 tarihleri arasında Bolu Viranşehir Sancağına bağlı 19 kasabadan biri olarak görülür. Daha sonra Bolu Mutasarrıflığı Kastamonu vilayetine bağlandı ve 1890 Devlet salnamesine göre Gerede, Bolu Mutasarrıflığının bir kazası ve Dörtdivan ve Çağa da nahiyesi oldu.

      1990 tarihine kadar nahiye olan Dörtdivan 9.5.1990'da ilçe olmuştur.

          Dörtdivan'lı Hilmi : Dörtdivan İlçesinin Doğancılar köyünde doğan Hilmi'nin doğum tarihi 1826'dır. 1903'de aynı köyde ölmüştür. Hilmi, İstanbul'da iyi bir medrese öğrenimi yapmış, aydın bir ailenin çocuğudur. Hilmi'nin dedesi Hacı Müderris Ahmet Efendi 19. yüzyılda köylerinde müderrislik yapmıştır. Annesi Saliha Hatun'dur. Sade ve Hece vezni ile yazdığı şiirlerinde çağının olaylarını dile getirmiştir. Plevne Savaşı'nda üç oğlunu kaybetmiş ve onlar için şu dörtlüğü yazmıştır. Gerçi noksan olmuş ruzi beyitler Zihnimiz dağıttı merhum yiğitler Ciğerimizde vardır, çok delikler Der-is beka oldu üç evladımız.

Köroğlu: XVI. Yüzyılda yaşamış bir kahraman ve halk şairidir. Bütün Türkiye Köroğlu'nun kahramanlıklarını ve şiirlerini bilir.Osmanlı Arşivlerinin açılması sonucunda; Kastamonu'dan Gerede'ye gönderilen bir "salname" de Köroğlu' nun Dörtdivan-Yukarı Sayık Köyünden olduğu kesinleşmiştir.

KRONOLOJİ

Osmanlılar idaresine gectikten sonra Dortdivan şu idari devreleri gecirmistir.
1-Bolu Sancakbeyliği ve Kütahya eyaletine bağlı bir kasaba(1396-1462)
2-Bolu Voyvodanligina bağlı bir subasilik(1692-1812)
3-Bolu Viranşehir Sancağına bağlı 19 kasabadan birisi olarak görülür.(1812-1864)
4-Bolu Mutuasarrifligi Kastamonu vilayetine bağlı idi(1864-1869)
5-1890 Devlet salnamesine göre Gerede Bolu Mutasarrıflığının bir kasabası, Dortdivan nahiyesidir.
6-1908-1916 yılları arasında ve 1916 müstakil Bolu salnamesine göre Dortdivan Gerede'nin bir nahiyesidir.1923 ten 1990 yılına kadar nahiye olarak kalmıştır.

 

Dörtdivan Yerel Giysisi

Cember (Başörtüsü)  Fistan ve Kuşak

 

Evliya Çelebi ve Dörtdivan

Seyahatname’nin Ahmet Cevdet baskısında Tosya, Bolu, Dörtdivan ağzı sözlüğü olduğu gibi verilmiştir (II, 175-176. s). Zuhuri Danışman baskısında ise bu sözlük yeni yazıya çevrilmiştir (3. kitap 174 - 157. s.) Danışman, Evliya Çelebi'nin verdiği sözlerin okunmasında büyük güçlüklerle karşılaşmıştır. Bu bakımdan küçük bir notta, bu sözlerin doğru olarak yeni yazıya çevrildiğini iddia edemeyeceğini belirtmiştir.

Seyahatnamesinde Evliya Çelebi Tosya, Bolu, Dörtdivan •çevresinde rastladığı köpek türlerini de sıralıyor: göblez "yavru köpek", çomar "koyun köpeği", mastı "fino köpeği", tula "zağar". Bu veriler arasında yazar, "tazı" anlamına gelen ilginç bir biçim de veriyor. Yazmalarda bu veri yetken (veya yitken) biçiminde yazılmıştır. Topkapı Sarayı yazmasında ise bu veri yetekez ( veya yetkez) olarak verilmiştir. Evliya Çelebi, Seyahatnamemin başka bir yerinde, Sarıkeçili dağında yaylayan Türkmenlerin dilini tanıtırken de bu sözü tekrarlamıştır.

 Bunun yanında yazar, Tosya, Bolu, Dörtdivan çevresinde "sacayak"a üçbastı adının verildiğini haber veriyor. Bu adın Anadolu ağızlarında ve özellikle Tosya, Bolu, Dörtdivan çevresinde kullanıldığı açıktır.  Dialectologique sözlüklerimizde de bu ad verilmemiştir. Yalnız, Söz Derleme Dergisinde apıştı maddesinde "üçbastı" karşılığı da kullanılmıştır. (Anadolu ağızlarında sacayak yanında üçayak adı da kullandır.) İşte Evliya Çelebi'nin apıştı biçimi yanında saydığı üçbastı adı da anlam bakımından üçayak'tan farksızdır.

Evliya Çelebi'nin "araba' anlamıyle verdiği gaŋlı biçimi de ilginçtir. Bu sözü bugün kağnı olarak kullanıyoruz. Ancak, Seyahatnamemde verilen biçim, bu sözün eski biçimine daha yakındır.
Evliya Çelebi'nin listesinde üzerinde durulmaya değer birtakım meyve ve sebze adları da vardır. "Muşmula" anlamına gelen döngel, "kestane" anlamına gelen dombak, "lahana" anlamına gelen kelem gibi.

Döngerin. Bolu, Denizli, İsparta, Ankara illerinde kullanıldığını biliyoruz. Samsun, Sinop, Bolu, Giresun... illerinde ise töngel olarak kullandır. (Anadolu'nun birçok yerlerinde döngel'e beşbıyık ve ezgil gibi birtakım adlar da verilir. Ancak, Evliya Çelebi Tosya, Bolu, Dörtdivan çevresi için yalnız döngeli vermetedir.