önceki |
Köroğlu'nun Köyü |
sonraki |
YUKARI SAYIK
YERLEŞİM: Köyümüz; Dörtdivan'ın güneyinde,
İlçeye yaklaşık 4 km, Bolu il merkezine 49 km. mesafededir. Himmet Dede
türbesinin bulunduğu tepenin eteğine kurulmuştur. Dörtdivan ovasına hakim
bir manzarası vardır. Doğusunda Dörtdivan Ovası ve Adakınık-Kargı Bayramlar
köyü, Kuzeyinde Aşağı Sayık köyü ve Dörtdivan, Güneyinde Aşağı ve Yukarı
Düğer köyleri, Batısında Himmet dede tepesi ve Sorkun köyü bulunmaktadır.
Köyümüze ilçeden iki yoldan gidilebilir. "Ulu yol" dediğimiz düğer yolu
köyümüzün üst tarafında kesişir, buradan köyün içine doğru yol ayrılır.
İkinci yol ise İlçenin batısına doğru giden dülger yolunda, bayramlar
mezarlığından ayrılan Aşağı Sayık köyü yoludur. Aşağı Sayık köyü ve Hesinler
mahallesi geçildikten sonra köyümüze ulaşılır.
Bu yol, köyün girişinde üçe ayrılır. Birinci yol köyün alt tarafından doğru
gider, Kolugırık, Tekkeliler, Hacıosmangil, Kepişlerin evlerini geçtik ten
sonra köyün öteki ucunda düğer yoluyla birleşir. İkinci yol aşağı çeşmenin
yanından ayrılarak Gıdırların, Keten Halilin, Hesmigilin evlerinin önünden
geçerek Camiye doğru gider. Yukarı çeşmenin az ilerisinde İzzetlerin evin
önünde birinci yol ile birleşir. Üçüncü yol Sobacının evinin önünden
ayrılarak köyün yukarısını takip eder. Posahmetler, Baloğulları ve
Receplerin evlerinin yanından geçerek köyün öteki ucunda Himmet Dede yolu
ile birleşir.
Köyün arazisi taşlı ve köfünlüdür. Evlerin çoğu kagir yapıdadır, genellikle
iki katlı ve dört odalıdırlar. Kiler ve tuvalet evin içindedir.Evin
altlarında ahır yoktur. Buraları depo yada kiler olarak kullanılır. Ahır ve
Samanlık dışarıda yan yana yapılmıştır. Çatıları kiremitle örtülüdür. Her
evin bir bahçesi veya sayası vardır. Bahçelerde elma, armut, erik
yetiştirilir. Eskiden her hanenin, "akarca" denilen yerde "avla" veya "daraba"larla
çevrili bir bostanı bulunurdu. Bostanlarda patates, soğan, kabak, fasulye
gibi sebzeler yetiştirilirdi. Akarca da bulunan kanalda her zaman su olur ve
bostanlar bu suyla sulanırdı. Fakat kanaldaki su, güney komşumuz Aşağı düğer
köyü tarafından kesilmiştir. Kanal boyuca yetiştirilen söğüt ve kavak
ağaçları köyümüze ayrı bir güzellik vermektedir. Köyün yukarısında Himmet
Dede türbesine doğru bayırda alıç ağaçları yetişmektedir.
Köyümüzün bir adet mandırası ve iki adet yaylası bulunmaktadır.Bugünlerde
göçeri olmayan mandıra ve aşağı yayla ya Himmet dede tepesinden (Hümmeşlik)
güneye doğru "sırt yolu" tabir edilen yoldan gidilirdi. Bu yol artık çam
ağaçları ve ardıçlarla kapanmış vaziyettedir. Mandıranın köyümüze yaklaşık 7
km, aşağı yaylanın 13 km mesafesi vardır. Bugün göçeri olan yukarı yaylamız
"aladağ" diye anılır. Yaklaşık 17 km. mesafededir. Köroğlu dağlarının
göbeğinde, Çukurca denilen bölgeye kurulmuştur. Bu yaylamıza düğer köyleri
geçilerek, eğrice deresini takip eden yoldan gidilir. Düğer yaylaları nı
geçtikten sonra "kayallı" denilen yerden yine eğrice deresini takip ederek
güney batıya doğru gidilir.Güzel bir mesire yeridir. Hafta sonları dolup
taşar. Yaylamızın yanı başından geçen derede lezzetli mercan alabalıkları
yetişmektedir. Fakat bu değerli miras, bilinçsizce yapılan avlanma (ağ ve
ağu v.b) ve kirlilik yüzünden yok olmak üzeredir.
TARİHİ, SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI: Osmanlı
arşivleri henüz tasnif edilmediğinden köyümüzün (diğer köyler gibi)
derinlemesine, tarihi bilgisi henüz bulunmamakla birlikte, bu konuda
çalışmalar yapılmaktadır. Köyümüze ilk yerleşim, Seçuklu Sultanı 1. Alaadin
Keykubat zamanında 1197 yıllarında başlamıştır.. O zamanlar "Sayalık" olarak
adlandırılan köyümüzün ismi, zamanla "Sayık" olarak değişmiştir. Sayalık;
türkmen dilinde "yumuşak taşlarla çevrili, köfünlü yer" demektir.
Gerçektende köyümüzün bulunduğu yamaçta, toprağın bir karış altı taş ve
köfündür. Osmanlı Devletinin son zamanlarında 3 mahalle olan Sayık köyü iki
ayrı muhtarlık yapılmıştır. Yukarı Mahalle, Yukarı Sayık Köyü, Aşağı Mahalle
ve Hesinler, Aşağı Sayık Köyü adını almışlardır.
2000 Yılı nüfus sayımı verilerine göre köyümüzün nüfusu 98, hane sayısı 57
dir. Bu hanelerin ancak 23 ünde göç bulunmaktadır. Şimdilerde yerleşik
nüfusun çoğu 50 yaşın üzerindedir. Genelde İstanbul, Ankara ve Bolu'ya göç
etmişler, buralarda iş kurmuşlar, yer yurt edinmişlerdir. Genellikle
Kalıpçılık, boyacılık, kalarüfercilik gibi mesleklerde
çalışmaktadırlar..Yurt dışında da hatırı sayılır sayıda köylümüz
yaşamaktadır.
Bayramlarda genellikle köye gelirler, birbirleriyle kaynaşıp bayramlaşırlar.
Bayram namazından sonra Camide erkekler genel bir bayramlaşma yapar. Yaşça
en büyükten en küçüğe doğru halka olunur, eller öpülür tokalaşılır. Dua
edildikten sonra herkes evlerine dağılır. Evde kalan büyüklerle, küçüklerle
ve eşlerle bayramlaşılır. Daha sonra guruplar kurulur ev ev dolaşılır.
Köyümüzde kalabalık akraba topluluklarına "sülale" adı verilir. Bu
sülalelerin başlıcaları şunlardır; Posahmetler, Göbekligil, Hacıosmangil,
Arzılar, Ballar, Kocamehmetgil, İmamgil, Recepler, Gıdırlar, Salihler,
Ömergil, Sakalar, Akcanlar, İzzetler, İlyaslar, Kepişler, Yağcılar,
Kalaycılar, Hesipler, Hesmigil..
Bu Sülalelerin Açılımı :
A-Hacı Topuz-Hacı İslam B- Kalaycıoğlu-Kayyımoğlu C- Tunuslugil
Hacı Topuz: Posahmetgil-Hatcalar-İlyaslar-Kepişler, Ömergil, Göbekligil-Yağcılar-Sakalar
Hacı İslam: Ballar-Gaziler, İmamgil-Delioğlangil-Niyaziler, Kadıgil, Gıdırlar-Salihler
Kalaycıoğlu: Kocamehmetler, Akcanlar, Ceddükler, İzzetler, Şerafettin Amcalar.
Kayyımoğlu: Hesmigil, Hesipler, Hakkılar, Hetemler, Hacıosmangil, Arzılar
Tunuslugil : Recepler
mail:dortdivan.bolu@gmail.com)
Büyülerimizin çoğu kaval
ve flüt çalmasını bilirlerdi. İnsana artı bir değer katan bu sanatsal
etkinlikler yeni yetişenler tarafından benimsenmemiştir. Posahmetgilin Ahmet
YILMAZ güzel kaval ve gırnata çalmaktadır.. Yine Hesmigilden Aşık İsmail
(İsmail Yıldırım), kendisine özgün, hoş beyitler ve ilahiler söylemektedir.
Köyümüzde bir adet tavuk çiftliği, bir adet marangozhane
bulunmaktadır.Bakkal yoktur. İhtiyaçlar, cuma günleri Dörtdivan'dan temin
edilir. Genellikle arpa-buğday ekimi yapılır. Büyükbaş hayvan besisi
yapılır. Eskiden küçükbaş hayvan besiciliği ile çok kişi uğraşırken,
şimdilerde bu işi sadece bir kişi yapmaktadır.
Köyümüzdeki evlerde elektrik, su ve telefon vardır. Kanalizasyon proje
aşamasındadır. Akarca denilen yerde bir adet sıvatlık, köy içinde de 2 tane
çeşmesi vardır. Bu çeşmelerin suyundan nefis çay demlenir. Suyu, yayla yolu
üzerindeki "ılıca" denilen yerden gelir. Mide rahatsızlıklarına iyi geldiği
söylenir. Köyümüzün şebeke suyu, Hayırsever Semiha Şakir Vakfı tarafından
yapılmış olup, yukarı yaylamız "aladağ" dan getirilmiştir. İçimi çok
güzeldir.
Köy Camii 1989 yılında yıkılmış yerine bu günkü kubbeli Cami yapılmıştır. Eski Caminin duvarları taş örülü, çatısı kiremit ile örtülüydü. Çatı içine geçmiş küçük bir kubbesi vardı. Orta boyda tek şerefeli ağaçtan minaresi vardı. Prof. Dr. Tülay ER 1990 yılında Dörtdivan’da araştırma yaparken, bazı kişilerden eski Cami zemin tahtaları arasından Türkçe ve Arapça harf olmayan, bilinmedik harflerle yazılı on kadar kitap çıktığını, bunların okunamayacağını söyleyen bir grup tarafından yakıldığını duymuş ve kitabında yazmıştır.
Hesinler Mahallesinin
“kuytak” mevkiinde bulunan ilkokul uzun zaman Aşağı ve Yukarı Sayık köyleri
tarafından müşterek kullanılmıştır.1980 li yıllarda köyün düğer çıkışına 2
derslikli, lojmanı olan bir ilkokul yapılmlış, daha sonra taşımalı sistem
uygulamasıyla kapatılmıştır.
KÖROĞLU: Köroğlu adına ilişkin ilk
bilgiler, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesine dayanmaktadır. Seyahatnameye
göre Yeniçeri Ocağında çöğür çalıp söylemekle ün yapmış Köroğlu adlı bir
ozan karşımıza çıkıyor, bir de dağlara yol kesmiş Köroğlu.XVI. yy'da
yaşadığı kabul edilen Köroğlu eşitliği, adaleti, ezilenlerden yana olan
kişiliğiyle destansı bir kahraman olarak kabul edilmektedir.
Köroğlu ile ilgili ilk araştırmayı Pertev Naili Borotav yapmıştır. Prof.Dr.Faruk
Sümer, Osmanlı Mühimme defterlerini incelemesi sonucunda bir takım belgelere
rastlamış ve Köroğlu'nun, Dörtdivana bağlı Yukarı Sayalık (Yukarı Sayık)
köyünden olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Ayrıca; Bolu İl Genel Meclisinin 04.01.2006 tarih ve 7 nolu kararıyla, Halk
Kahramanı Köroğlu,nun yaşadığı yerin ve evinin bulunduğu köyün ismi Yukarı
Sayık olduğu tescillenmiştir.
Bunlar da gösteriyor ki; Türk Dünyasının her köşesinde değişik
varyantlarıyla bilinen Köroğlu Kahramanı Ali Ruşen'in Dörtdivan'a bağlı
Yukarı Sayık Köyünden olduğu kesinleşmiştir.
Son zamanlarda Bolu Kültür İl Müdürlüğü köyümüzde Köroğlu müzesi kurma
çalışmalarına başlamıştır. Bunun için bir ev tesbiti yapılmış, ödenek
tahsisi aşamasına gelinmiştir. Biz Yukarı Sayıklılara bu konuda düşen görev;
her yerde, her platformda, her aşamada bu projeyi sahiplenmek ve yürekten
desteklemektir. (Düşünün ki İngilizler, Köroğlu kadar meziyetleri olmayan,
sadece iyi ok atabilen, garipleri savunduğu rivayet edilen Robin Hood'u
dünyada meşhur etmişlerdir. Köroğlu ise iyi kılıç ve gürz kullanırdı, İran
savaşında, savaş kahramanıydı, garipleri savunurdu, mert idi, namerdi
sevmezdi ve en önemlisi de tarihi-kültürel bir ozandı.
Şu sözünü global anlamda değerlendirmek lazımdır.
"TÜFEK İCAT OLDU, MERTLİK BOZULDU"
Günümüzün kapitalist dünyası incelendiğinde, ne kadar yerinde, ne kadar
kıymetli ve bir o kadar da cihan şümul bir sözdür. Aslında bu söz üzerine
sayfalar dolusu tezler, sunumlar hazırlanabilir. Bu söz, İl Merkezimizin ve
Köyümüzün girişine tabela olarak asılmalı, güncelliğini daima korumalıdır.
Bu sözü Japonlar söylemiş olsalardı, çoktan patent almışlardı. Bizler ise bu
değerli sözü yıllarca basitçe kullandık, hâla kullanıyoruz.
(Şiirlerini ve Destanını http://dortdivan.tripod.com Internet adreslerinden
okuyabilirsiniz)
HİMMET DEDE: Bayramiyye tarikatının
kollarından biri olan Himmetiyye tarikatının kurucusudur. Himmet Dede 17.
yy.da yaşamış olmakla birlikte doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak
bilinmemektedir. Türbesi eteğinde köyümüzün bulunduğu tepededir.. Taştan
yapılmış ve korunaklıdır. Çatısı kiremitle örtülüdür. Tek odalıdır ve bu
odanın içinde büyücek sanduka şeklinde bir mezarı bulunmaktadır. Tabanı
tahta ve halı döşenmiştir. Duvarları düğerli Salih efendi tarafından
beyitleriyle ve motiflerle süslenmiştir. Topal Cemali Amcamız (Allah rahmet
eylesin) zamanında çevresi ağaçlandırılmış ve ışıklandırılmıştır. Köyümüzden
türbesine yol çıkmaktadır. Köyümüz insanları türbeyi hiçbir zaman kalabalık,
yani topluca ziyaret etmezler. Birer, ikişerli veya aile gurupları halinde
ziyaret ederler.Bazen il dışından çocuğu olmayan aileler tarafından da
ziyaret edilir. Himmet dedenin arka tarafında "örenler" denilen yerde
taşlarla örülmüş iki adet ermiş mezarı bulunmaktadır. Son yıllarda bu
erenlere ziyaret unutulmuştur.
“Kendisi
muhtaç-ı himmet dede Gayriye nasıl himmet ede"
(Bu büyüklerimizin ruhu için, Geçmişlerimizin ruhu için el-FETİHA)
(Mustafa YILMAZ-Sayman 2006)
ysayik.jpg
©Sayman